2. Yazı dilinden beslenmeyen konuşma dili tüm kültürlerde yaklaşık eşit kelime hazinesine sahiptir. Deyimler, çift anlamlılar, nüanslar, espriler ve argolar açısından -- böyle şeyler eğer ölçülebiliyorsa -- eşit ölçüde zengindir. İnsan ruhu ve aklı toplumdan topluma değişmiyor. Şiiri tanımayan toplum da yok.
3. Bir dil zengin derken kastedilen şey konuşma dili değil YAZI DİLİDİR. Ayrı bir mahluktur. Yazı dili, farklı toplumsal zümrelerde, farklı dönemlerde, farklı şehirlerde, farklı meslek ve sanat gruplarında, farklı iktidar düzeylerinde konuşulan dillerin bir potada toplanmasını sağlar. Bazı yazı dilleri konuşma dilinden bir santim ötedir. Bazı yazı dilleri ise yüzlerce yıldan beri çok zengin ve çeşitli kaynaklardan beslenmiştir.
4. Yazı dilinin zenginliği, o dilde üretilmiş olan yazı hacmiyle orantılıdır. Her yazı, farklı dil ve üslup özelliklerine, farklı kelime hazinelerine, farklı düşünce ve ifade düzlemlerine sahip aktörlerin toplumsal diyaloğa bir şeyler katmasını sağlar. Ne kadar yazı, o kadar dil malzemesi.
5. Kelime hazinesinin artması, o dilde ifade edilebilecek anlam nüanslarının da artmasını ve çeşitlenmesini sağlar. Çünkü dil, eş anlamlılara tahammül etmez. Eş anlamlı görünen sözcükler arasına dahi, kısa sürede mutlaka nüans ayrımları sokar. Ne kadar çok kelime, o kadar çok anlam.
6. İngilizce, dünya tarihinde en çok yazı üretmiş olan dildir. Kelime hazinesi de bununla orantılı olarak, çok yüksektir. Kesin bir sayım kolay olmasa da, eşit ölçütler uygulamak şartıyla, İngilizcenin AKTİF (yani son iki kuşakta yazı dilinde belli sıklıkta kullanılan) kelime hazinesi Türkçenin üç ila beş katıdır denebilir sanıyorum.