Quantcast
Channel: Sevan Nişanyan / En son yazıları
Viewing all articles
Browse latest Browse all 680

Mandalina

$
0
0
Narenciye türü olan mandarin’in Batı dillerinde ilk belirişi Pehr Osbeck’in 1757’de İsveççe yayımlanan Uzakdoğu Seyahati Güncesi (Dagbok öfwer en Ostindisk resa åren 1750, 1751, 1752), özgün basımda sf. 192, kopyası aşağıda.


Ne diyor? Çin’de portakalın iki çeşidi vardır, daha makbul olanına Mandarin-portakalı denir, kabuğu gevşek olur, Çinliler buna kamm der. Kim bu meyveye mandarin adı verir, belirtmemiş; muhtemelen Gwangdong civarındaki Portekizli veya Hollandalı tüccar kolonisi olsa gerek. Neden öyle dendiğini de açıklamamış. Mandarin bu tarihte Çin’in alim ve yönetici sınıfına Avrupalıların verdiği ad; yerleşik ve bilinen bir sözcük. “Mandarin cübbesi sarı renk olduğundan” deniyor, ama bu inandırıcı değil; sonuçta portakal ve öbür turunçgiller de aynı renk. Tahminimce “hocaefendi portakalı” ya da “paşa portakalı” gibi bir şey kastedilmiş olmalı.
Osbeck modern biyolojinin babası sayılan Linnaeus’un talebesi, Çin Denizi balıkları üzerine çalışması çığır açıcı, kitabı tüm Avrupa’da ses getirmiş. J. Gottlieb Georgi’nin Almanca çevirisi 1765’te Rostock’ta basılmış. Reinhold Forster’ın Almancadan yaptığı İngilizce çeviri 1771’de Londra’da çıkmış. Wikipedia 1768 tarihli Fransızca bir çeviriden de söz etmiş, ama Bnf kataloğunda böyle bir eser görünmüyor. Fransızca ikincil literatürde de genellikle İngilizce çeviriye atıf yaptıklarına göre Fransızcası yok ya da yaygınlaşamamış diyeceğiz.
Fransızcada teyit edilebilen ilk örnek Bernardin de Saint-Pierre’in 1773’te Amsterdam’da basılan Voyage à L’isle de France etc. adlı klasik seyahatnamesi. Mauritius adasında mandarineadlı bir tür portakal yetiştirilir diyor, başka ayrıntı vermiyor. Hint Okyanusuna kadar ulaştığına göre o coğrafyalarda bir süreden beri bilinen bir ürün olmalı. Avrupa’ya ulaşması zaman almış.
*
Bianchi’nin Fransızca-Türkçe Sözlüğü 1846 tarihli ikinci basımında mandarin karşılığı “Çinde mansıb sahibi” tanımını vermiş, narenciyeye değinmemiş. Demek ki o tarihte henüz Türkiye’de duyulmuş bir şey değil. Vefik Paşa’nın 1876 basımı Lehce-i Osmani’sinde mandarin için ayrı madde yok, ancak portakal maddesi altında “Çin portakalı: narengî, mandarin” diye bilgi verilmiş. TDK’nın bir cehalet ve özensizlik abidesi olan yeni yazı basımı bunu ‘mandalin’ diye çevirmiş, ama orijinal baskıda r ile مندارين.
Tıngır ve Sinapyan’ın 1892 tarihli Istılahat Lugati’nde Fransızcamandarine“Yusuf efendi ve mandarin denilen yemiş” olarak tanımlanmış. Yusuf efendi’yi duymamıştım, böylece öğrendim.
Cumhuriyet gazetesinde mandarin ve mandalina yazımları aşağı yukarı 1950’ye dek başa baş gitmiş. 1950’den sonra mandarin sadece “Çincenin egemen lehçesi” ve çok nadiren “Çin’de eski yönetici sınıfı” anlamında görülüyor. Meyvenin adı mandalina olarak yerleşmiş.

Viewing all articles
Browse latest Browse all 680

Trending Articles


huddam daveti


Tekasür Suresi


"Yâ Kuddûs!" Esması Havâs ve Esrârı


Kasemi Mübelliğa


Peri44


Kuvvetli muhabbet ve aşk tılsımı


El-Mütekebbir


Papaz büyüsü


SCCM 2012 Client Installation issue


Zilhicce Ayının Namaz Duası ÖNEMLİ