Quantcast
Channel: Sevan Nişanyan / En son yazıları
Viewing all articles
Browse latest Browse all 680

Hararet, hürriyet

$
0
0

Arapça ḤRR, İbranice ve Aramca ḤWR kökü “yanmak, akkor haline gelmek”. Ayrışma normal, Ön-Samice iki harfli kök (ḤR) iki ayrı yöntemle telafi edilmiş. Latincesi candere (candela, incandescent vb.). Türkçesi asıl kızmak olmalı.
Arapça ḥārr“ateş, alev ışığı”, bizde ateşi harlamak gibi deyimlerde geçer. Ḥarāret“ateşlenme, ısınma”. Ḥarīr esasen “yanan, alevli” ve dolayısıyla “ipek (kumaş)”. İpek Ortadoğu dünyasına geç Antikitede gelmiş, biliyorsunuz, yani Milattan sonra. Adı da doğal olarak sonradan takma bir ad.
Aramice ve İbranice ḥawar “akkor, beyaz”. Birçok dilde böyledir, “beyaz” anlamına gelen sözcük “yanma, ateş gibi ışıma” fiilinden gelir. Ḥūr “ak giysili”. Tevrat’ta “soylu kişi” anlamında; unutmayın ki ağartılmış keten giymek o devirde her babayiğidin harcı değil, seçkinlik belirtisi (henüz pamuk yok, ipek de duyulmamış). Tevrat’ın Aramice tefsirlerinde ise “köle olmayan kişi” ve “salınmış köle, azatlı” anlamı ağır basıyor. Latince eşdeğeri candidatus“ak giysili”. Latince sözcük daha çok “kamu görevine aday kişi” ve erken Hıristiyanlık döneminde “henüz vaftiz edilmemiş Hıristiyanlık adayı” anlamında görülüyor.
 Arapça urr“köle olmayan kişi” ve “salınmış köle, azatlı”. Hürriyet gazetesinden bildiğimiz hür. Aramiceden alıntı ya da adaptasyon olduğunu tahmin ediyorum, ama ısrar etmem.
Arapça taḥrīr“azat etme, özgür kılma”, modern kullanımda kısaca “özgürlük”. Kahire’deki meydanın adı oradan. Sözlüklerde görülen marjinal ikinci anlam “(bir yazıyı) yayınlamak” ya da “(birine veya kamuya) yazmak”. Yunanca ek-dōsis ve Latince e-ditio“dışarı-vermek, yayınlamak” kavramlarının tam karşılığı. Türkçede bu anlam başat hale gelmiş. Tahririn esas kullanım alanı bürokratik yazışma, fakat uygulamada her çeşit yazı için kullanılır. Etken sıfatı muḥarrir“yazar”, edilgen sıfatı emre muharrer senet’teki muḥarrer“yazılı”.
Arapça WR kökü “dönmek” anlamında ayrı bir fiil, bunlarla alakasız. Ancak bu kökten türemiş görünen birkaç Arapça sözcükte “beyaz” veya “ak kumaş” anlamı bulunuyor. Bunlar Arapçanın ayrı bir lehçesinden mi gelme, yoksa Aramice veya ona yakın bir Suriye dilinden mi alıntı bilmiyorum. Mesela ḥawārī “kumaş ağartıcı, bleacher” anlamında, bir meslekmiş. Ayrıca “gönlü ve giysisi temiz, safderun, pure and unsullied” anlamına da gelirmiş. İsa’nın havarilerinin adı buradan mı geliyor, yoksa Nöldeke’nin belirttiği gibi eski Habeşçe “yolcu, elçi” anlamına gelen ḥɘwar sözcüğünden mi, yüz senede binlerce defa tartışılmış bir konudur, kesin cevabı yok.

Viewing all articles
Browse latest Browse all 680